İslami Modernizmden Otoriteryenizmin Kuramlaştırılmasına Abdullah bin Beyye ve Makâsıd Söyleminin Siyasallaştırılması

Main Article Content

Yomna Helmy

Keywords

Abstract

Modernist İslami reformcular, yirminci yüzyılın başından itibaren “İslam hukukunun hedefleri” yani makâsıdü’ş-şerîa sayısını arttıran önerilerde bulunmuş, makâsıd odaklı yaklaşım kapsamında demokrasi, sosyal adalet, insan hakları ve yönetimin hesap verebilirliği gibi çağdaş ilkelerin İslami öncelikler arasında olduğunu savunmuşlardır. Bu makalede, makâsıdın evrimi ve geleneksel usûl-i fıkıh çerçevesiyle ilişkisi ele alınmaktadır. Akabinde yeni makâsıd söyleminin nasıl siyasallaştırıldığı irdelenmekte, Şeyh Abdullah bin Beyye’nin son açıklamalarında BAE’nin bölgesel demokrasilere karşıt politikalarıyla ilgili olarak makâsıdı nasıl kullandığı incelenmektedir. Ayrıca, Bin Beyye’nin benimsediği maslahat (hukuki fayda) yorumu ve hükümdara (ulü’l-emr) mutlak itaat fikrinin, Selefiler ve Gelenekçiler tarafından benimsenen geleneksel metin yorumlarına dayanmadığı, bunların daha ziyade İslami modernizme ilişkin makâsıd söylemi ve rasyonel muhakemelerle temellendirildiği öne sürülmektedir. Makalede Bin Beyye’nin iki esasa dayanan gerekçeleri kapsamlı bir şekilde incelenmektedir: İlki, şeriatta hukuk ve adaletten daha yüksek bir hedef (maksıd) olarak barışa öncelik verilmesi, ikincisi ise ratio legis’in (tahkîkü’’l-menât) tespit edilmesidir. Bu çalışmada, söz konusu ideolojik yorumlarla makâsıdü’ş-şerîanın amaç odaklı temellerinden sapmasına yol açılabileceği, birbiriyle çelişen siyasi menfaatlere hizmet etmek için belirli ideolojilere yoğunlaşmak suretiyle sonuç odaklı hâle getirilebileceği iddia edilmektedir.

Abstract 15 | PDF Downloads 3